Kendinizi Ve Hayatı Olduğu Gibi Kabul Edin

723 kez görüntülendi

Sponsorlu Bağlantılar

‘Güzel Perde’ kadın portalı olarak, Yaşam Koçu Hande Akın ile çok özel bir röportaj yaptık. Kaygılardan uzak, daha huzurlu ve mutlu bir hayat tavsiyelerini aldık. Her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanan ve bizi içsel bir yolculuğa çıkaran Hande Akın röportajını ilgiyle okuyacaksınız.

Öncelikle sizi biraz yakından tanımak isteriz. Hande Akın kimdir?

1977 İstanbul doğumluyum. Kova burcuyum, yükselenim balık… Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema Bölümü’nden mezun oldum.


15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010… Kendi şirketim; “Ben zamanı”nı da 2010’da kurdum. Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel çalışmalarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Çok eğlenceliydi. İkinci kitabım AŞK OL; manası benim için çok derin 17 Aralık 2017’de çıktı.

Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana çok keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.

Kişisel&ruhsal gelişim alanına hizmet etmek, bireyin kendi gerçeğini ortaya koymasına destek olmak ruhumu AŞKla coşturuyor. Yolculuğa AŞKla devam ediyorum. Yollarımız tesadüfen kesiştiyse eğer bir sebebi vardır. Tesadüf; “Tanrı’nın eli değdi!” demekmiş.

Reklam ajansından televizyonculuğa kadar iletişimin birçok dalında yer aldınız. İş hayatında sizi zorlayan ne oldu? 

Beni zorlayan her ne varsa beni büyüttüğünü ve hayatıma muhteşem hediyeler sunduğunu öğrendim. Dolayısıyla; zamanında zorlayan şeylere bakış açım değişti. Bunları gerçek hikayelerimi; ’Hayatım hikaye’’ adlı sahne gösterimde anlatıyorum 🙂

‘’Hayatım hikaye’’ nedir derseniz…

Bir kişisel gelişim gösterisi…

Her birimizin pek çok hikayesi, her hikayenin de kahramanları var. Kendi hayatlarımızın kahramanıyız aslında… Hayallerimizle yazıyoruz hikayelerimizi…

Ben de Hande olarak bir hayal kurdum. Daha doğrusu çocukluk hayallerimi, kalbimin şarkısını çalan ne varsa gerçekleştirmeyi kafaya koydum. Hem de hiç ertelemeden, el alem ne der? ne düşünür? diye düşünmeden… Akışta geldiği gibi, canım istediği, gönlümden geçtiği gibi…

Bazen birinin cesareti ilham veriyor bana, bazen de içsel bir hissedişle gönlüme bir şeyler geliyor. Başlıyorum geleni büyük bir heyecanla hayata geçirmeye… İçimdeki çocuk coştukça coşuyor, sevinçten kahkahalarım kulaklarımı çınlatıyor. Yaşam çok keyifli oluyor, şükür duygusuyla doluyorum. Ve bu muhteşem bir şey…

‘’Hayatım hikaye’’nin bir hikayesi var. Her şeyin bir hikayesi var…

Peki ya sizin hikayeniz…

Kendi hikayelerinizi paylaşmak ister miydiniz?

Ben ‘’Hayatım hikaye’’ ile paylaşıyorum, sizleri de davet ediyorum.

5 Şubat Salı akşamı 19.30 İstanbul Gayrettepe KATS Sahne’de

16 Mart Cumartesi 19.00 İzmir Han Tiyatrosu Ünal Gürel Sahnesi’nde

Farkındalık yaratması, her bireyin o muhteşem, mucizevi yaradılışını kucaklaması, kendi potansiyelini keşfetmesi, ilham alması için ‘’Hayatım hikaye’’ kişisel gelişim gösterisiyle sahnedeyim.

Hayat bir oyunsa eğer

Oynayalım en yüreklisinden

Cesaretle, AŞKla…

Oynuyorum şimdi, çok eğlenceli

Önce kendim sonra sizler için

Hepimiz için şifa niyetine…

‘Ben zamanı demeye’ ve yaşam koçluğu yapmaya nasıl karar verdiniz? 

Aslında karar vermedim. Bunca zaman geçince görüyorumki herşey ilahi bir akış halinde ben ona uyum gösterdiğimde kolaylıkla, keyifle gerçekleşti. Kendim için yepyeni farklı şeyler yapma zamanı gelmişti. İnsanlara destek olmak, insanların yaşamda daha mutlu olmaları için birşeyler yapmakla ilgili güçlü bir niyetim vardı. Bunu nasıl yapabileceğimi henüz reklamcıyken bilmiyordum. Yıl 2010 karşıma ‘’tesadüfen’’ bir yaşam koçu çıktı. Onunla yaptığımız görüşmenin ardından kendimi koçluk eğitimlerini araştırırken buldum. Birkaç hafta sonra başlayan eğitime çalıştığım ajanstan yıllık izinlerimi kullanarak gittim. Amacım reklam ajansındaki ekibimin motivasyonunu ve daha verimli çalışmasını sağlamaktı. ’’40 yaşımdan sonra koçluk yaparım, reklamcılığın, ajans ortamının geceli gündüzlü yoğun temposunu bırakırım.’’ diyordum. Niyetim çok güçlüymüş ki 33. yaşım milat oldu ve ben reklamcılıkla helalleşerek vedalaştım.

Sonra da hayatımda yepyeni bir yol açıldı. Koçlukla bir yere kadar insanlara destek ve motivasyon sağlayabiliyorsunuz. Ancak; asıl önemli olan bilinçaltı duygu ve korkularla çalışmak ve bunları dönüştürmek. Dolayısıyla; koçluk yapmaya başladıktan çok kısa bir süre sonra duygu boşaltım ve dönüşüm teknikleri; Regresyon ve EFT’yi öğrendim. Hala da pek çok teknik öğreniyorum ve bu araçlarla birlikte kişilere, kurumlara dönüşüm danışmanlığı yapıyorum. Hayatımızın isteklerimiz doğrultusunda şekillenmesi için bizim de kişisel gelişimimize yatırım yapmamız önemli…

Tüm bu değişim, dönüşüm sürecimi AŞK OL kitabımda detaylıca, mucizeleriyle birlikte anlatıyorum.

Türkiye’deki insanlar sizce mutlu mu?

Maalesef çoğu değil… Öğrenilmiş çaresizlik ve hep başkalarını suçlama eğilimimiz olabiliyor. Bundan dolayı da koşullardan bağımsız kurban psikolojisiyle kendini mutsuz eden insanlar var. Bu bilinçli algılama ve farkındalıkla değişebilir.

Türkiye’deki insanlar en çok hangi konuda kendilerini geliştirmekte zorlanıyor?

İletişim ve ilişkiler, özsevgi, özgüven, kişisel gelişim…

Genelleme yaparsak, size göre motivasyonun ana kaynağı nedir?

Kendini ve hayatı olduğu gibi kabul edip çok sevebilmek…

En çok aklınızda kalan terapi deneyimi hangisi? 

Hepsi çok özel, birini diğerinden üstün tutmak istemem. Ancak uzmanlığım olan regresyon beni her seferinde derinden etkiliyor. Aile dizimi, sistemi, konseltasyonu olarak bilinen yönteminde gönlümde ayrı bir yeri var.

Siz kendinizi nasıl mutlu ediyorsunuz? 

Kendimi mutlu etmenin bir şeyler yapmak, sadece istediğim şeyleri elde etmek, başarmak, yaşamakla ilgili olmadığını, yani bir çaba ve bir eylemle olmayacağını anladım.

Mutluluk içten gelen bir duygu ve bunun yolu yaşamımızda olan ve olmayan her şeye şükretmekten geçiyor. Varlığımızı, hayatı hediye olarak gördüğümüzde zaten mutluyuz.

Yargılayan bir zihne düştüğümüzde, kendimizi başkalarıyla kıyasladığımızda, şikayet ettiğimizde, kurban rolüne büründüğümüzde, kendi his ve duygularımızı ifade etmediğimizde, korkularla yaşadığımızda, yalanlar söylediğimizde, başkalarının alanını, yaşamını, hayatını izinsiz işgal ettiğimizde, kavgalar, küslükler, suçlamalarla yaşamımızı sürdürdüğümüzde, yaşamımızda sevgi, hoşgörü bazlı kararlar almadığımızda, bedenimizi sevmediğimizde, sağlığımıza, beslenmemize önem vermediğimizde, kendi gerçeğimizi ortaya koymadığımızda, hayallerimizden vazgeçtiğimizde, kendimizi mutsuzluğa mahkum ederiz. Bunları yapmamaya özen gösteriyorum. Keyfimi kaçıran şeyler neler ise onları fark ederek yaşamımda onlara yer vermemeye gayret ediyorum. Hayatı ve kendimi olduğum gibi kabul edip sevmeye gayret ediyorum. Üretmek, ilham olmak, yazmak, gezmek doğada olmak bana keyif veriyor.

Son olarak, duygusal zorluklarla başa çıkma konusunda bize vereceğiniz önerileriniz var mı?

* Duyguların gelip geçici olduğunu kendinize telkin edin. Bu da geçer! diyebilirsiniz.

* Yaşadığınız duygu durumunu yazarak, konuşarak mutlaka ifade edin. Bu rahatlama sağlar.

* Kendinize her gün düzenli olarak içinize dönmek için zaman ayırın. İhtiyacınız olan ilgi, şefkat, sevgi duygularını öncelikle kendiniz kendinize verin.

* Kendinizi onaylayın, takdir edin. Her halinizle kendinizi kabul edip sevin.

* Doğada bolca zaman geçirin. Doğanın iyileştirici etkisine izin verin.

* Yaşamda keyif aldığınız hobileriniz olsun.

* Kendinizi yanınızda iyi hissettiğiniz kişilerle sosyal ilişkiler kurun.

* Sevdiğiniz işi yaparsanız, mutlu hissettiğiniz ilişkiler içinde olursanız duygusal zorluklarla baş ederken güç bulursunuz.

* Birilerine fayda sağlamak, yardım etmek yaşamınızın bir parçası olsun.

* Yaşadığınız olayda duygusal bir zorlanma hissediyorsanız; odağınızı zorlanmaya değil, olayın size olan öğretisine ya da hediyesine koyun.

* Kişisel gelişiminize yatırım yapın.

* Profesyonel destek alın.

* Her an sizin için adını nasıl ifade ediyorsanız; Tanrı, Allah, Evren, Enerji bir olduğunuzu hissetmeye gayret edin. Tefekkür ve dua edin.

Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz


Yukarı Çık